Kenar

Fikirtepe’de 3 ada ile büyük ölçüde anlaşma sağlayan Teknik Yapı, bölgeye toplamda 2 bin 650 konut yapmayı planlıyor.

İstanbul’daki kentsel dönüşümün odağında yer alan Fikirtepe’yle ilgili son atak Teknik Yapı’dan geldi. Geçtiğimiz günlerde Tuzla’da 4 bin 700 konutluk dev proje Evora İstanbul’u satışa sunan Teknik Yapı, uzun süredir üzerinde çalıştığı Fikirtepe’de 3 adada planladığı projeler için hak sahiplerinin büyük bölümüyle anlaşma sağladı. Adalardan biriyle yüzde 98 anlaşma sağlayan firma, ikinci adayla yüzde 73, üçüncü adayla ise yüzde 50’lik bir oranda ada sakinleriyle el sıkıştı.


Teknik Yapı Holding Başkan Yardımcısı Umut Durbakayım, Fikirtepe’de ilgilendikleri toplam büyüklüğü yaklaşık 52 bin metrekare olan üç ada olduğunu belirterek, “Bu adalar 215 parselden oluşuyor ve 750 civarında hak sahibi bulunuyor” diye konuştu. Yaklaşık 19 bin metrekarelik birinci adada 950 konut yapmayı planladıklarını anlatan Durbakayım, “ikinci adada 20 bin metrekare ve burada yapılması planlanan konut sayısı 1.000, üçüncü ada alanı 13.500 metrekare ve yapılması planlan konut sayısı 700” dedi.


Bölgeye sihirli değnek değdi

Umut Durbakayım, Fikirtepe’ye sihirli bir değneğin değdiğini belirterek, “67 bin ile 80 bin arasında konutun inşa edileceği bölge, Bağdat Caddesi’ne emsal olacak bir yer. Yurtdışından gelip konut almak isteyenler bile Bağdat Caddesi’nin yenilenmiş halini tercih edecekler” diye konuştu. Bölgede proje yapmaları için ilk teklifin Fikirtepe halkından geldiğini ifade eden Durbakayım, kentsel dönüşümün acil hızlanması gerektiğini ve insanları panikletmeden tabut içerisinde yaşadıklarını hatırlatmak gerektiğinin altını çizdi. Durbakayım, depreme dayanıklı binaların yapılmasının önünü kesenlerin insanlık suçu işlediğini ve bir kişi istemiyor diye insanları tabutta yaşatmanın ağır bir suç olduğunu da vurguladı.

Fikirtepe’de anlaşma sağlanamaması durumda bu piyangonun ortadan kalkacağını vurgulayan Umut Durbakayım, bölgede ilk toplantıyı eylülde yaptıklarını ifade ederek, şunları söyledi:

“2011 Haziran’da görüşmelere başladık. Her adada temsilciler vardı. İletişim kurmak da zor olmadı. 3 projede yaklaşık 1.5 milyar liralık değer oluşacaktır. Bölgede söylendiği gibi konutları metrekaresi 5-6 bin dolardan satmayacağız. Çok lüks konutlar yapacağız ama metrekare satış fiyatlarının 5 bin lira civarında olmasını öngörüyoruz. Olması gereken fiyatlar da bu zaten.”

Bölgeye 80 metre sınırı geldi

Adalar için birden fazla konsept proje hazırladıklarını söyleyen Umut Durbakayım, şöyle konuştu:
“Lüks projeler üreteceğiz. Toplam 52 bin metrekarelik adada 3 blok üzerinde 2.650 üniteden oluşan rezidans, home office ve ticari birimler olacak. Yükseklikte 80 metre sınırı getirildiği için 27 kata kadar çıkacağız. Fakat ilgilendiğimiz adalarda 4.kattan itibaren Sarayburnu manzarası olacak. Ada sakinlerine yüzde 55 oran verdik. Adalarda yer alan her bağımsız bölüm için belli bir hak mahrumiyeti bedeli ödeyeceğiz. Bu rakam her konut için aylık 700 lira, dükkan içinse aylık 1000 lira olacak. Ayrıca bir kereye mahsus taşınma bedeli olarak da 1000 lira ödenecek

Teknik Yapı’dan Fikirtepe’ye büyük yatırım!

Kenar

Fiyapı Kırıkkale’de kaçırılmayacak fırsat!

330 bin m2 alan üzerinde, 7.000 konuttan oluşan; 1+1, 2+1 ve 3+1 40 m2 ile 110 m2 arasında daire seçeneklerinin yer aldığı kusursuz bir uydu kent projesi olan Fiyaka Kırıkkale projesi Ankara’ya sadece 45 km uzaklıkta. Kırıkkale’nin merkezinde yükselen Fi-Yaka Kırıkkale evleri, 10 ile 15 katlı bloklardan oluşan ve satışa çıkan birinci etapta 34 bloğun yer aldığı projede daireler çok uygun fiyatlarla satılıyor. Projede fiyatlar şu şekilde:

1.sınıf malzeme ile üretilen projede hayatı kolaylaştıracak tüm ayrıntılar özenle tasarlandı. Birçok sosyal donatının konut sahiplerine eşsiz bir yaşam imkânı sunduğu projede alışveriş merkezi ve ilköğretim okulun yanı sıra camii de yer alacak. 1+1, 2+1 ev 3+1 daire seçeneklerinin yer aldığı Fiyaka Kırıkkale içerisinde; kameralı güvenlik sistemi, kablosuz internet, kreş, çocuk parkı, Kırıkkale-Ankara bağlantılı servisler, sağlık ocağı, amfi-tiyatro, masa oyunları, basketbol sahası, voleybol sahası, sauna, açık yüzme havuzu, Türk hamamı, Fi-Club spor merkezi yer alıyor.

 

Fiyaka Kırıkkale İletişim

http://www.fiyapi.com.tr

444 4 397

0318 666 27 27

Merkez İstanbul :0216 469 3030

Emlak Lobisi

Fiyapı Kırıkkale’de kaçırılmayacak fırsat!

Kenar

Türkiye'nin 2023 Projesi

Türkiye’deki binaların enerjiyi emdiğini ve ekonomiye 55 milyar dolar yük getirdiğini belirten Bayraktar önemli açıklamalar yaptı.

Türkiye enerjiyi verimli kullanmak için atağa kalktı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Marmara Bölgesi’nden başlamak üzere doğuya doğru önemli olan vilayetlerimizde becerisi olan belediye başkanlarımızla beraber hareket etmek üzere afet riski altındaki alanların dönüştürülmesini başlatacağız” dedi. Bayraktar, Çevre Dostu Binalar Derneğinin düzenlediği Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, dünyada şehirleşmenin arttığı bir sürecin yaşandığını, Türkiye’de de nüfusun yüzde 78’inin şehirlerde yaşadığını söyledi.

Karbon salınımının, sera etkisinin azaltılmasının önemine işaret eden Bayraktar, “Bizim ülkemizde binalar yüzde 38-40 oranında enerjiyi emiyor.  İlkemizde fosil yakıtlara ödediğimiz para 55 milyar dolar. Türkiye’nin şöyle bir avantajı, sorumluluğu var; yeşil binalar üreterek, binalarımızda çok daha iyi yalıtımla binalarda yüzde 50’ye varan bir enerji tasarrufu sağlayabiliriz. Yeni yapılan binalarda eskiye göre enerji tasarrufu yüzde 20 ile yüzde 80 arasında artıyor'”dedi.

Sertifikaya dikkat çekti

2012 yılı başından itibaren yeşil bina enerji tasarrufu sertifikası vermeye başladıklarını hatırlatan Bayraktar, yaklaşık 10 bin binaya bu sertifikayı verdiklerini, bunun artması gerektiğini kaydetti. Bayraktar yeşil bina sertifikasına uyumlu binalar yapmakla işin bitmediğini çevrenin, eğitim alanlarının, işyerlerinin, cadde ve sokakların da yeşil kriterlerine uyması gerektiğini söyledi.

İnşaat malzemelerin çevre dostu

Özel sektörün başarılarına da değinen Bayraktar, “Çok net ifade ediyorum, dünyanın en ileri ülkelerinde üretilen çevre dostu inşaat malzemeleri Türkiye’de de üretiliyor. Şu anda her bakımdan dünyada ilk 5’in içerisindeyiz. Bunu daha da ilerilere taşıyacağız” dedi.

170 noktada kentsel dönüşüm

Hükümetin planlı kentleşme ve konut üretimi programı kapsamında TOKİ’nin bir taraftan konut ürettiğini bir diğer taraftan da şu anda Türkiye’nin 170 noktasında kentsel dönüşüm yaptığını belirten Bayraktar, kentsel dönüşümün çok zor bir iş olduğunu, burada açık gözlerin, gettolaşmış grupların, menfaat gruplarının piyasaya çıkabileceğine, siyasi baskılar olabileceğine işaret etti.

Dönüşüm Marmara’dan başlayacak

Türkiye’nin 24 bin 500 kilometrelik bir deprem aksı üzerine oturduğunu belirten Bakan Bayraktar, Marmara Bölgesi’nden başlamak üzere doğuya doğru önemli olan vilayetlerimizde becerisi olan belediye başkanlarımızla beraber hareket etmek üzere afet riski altındaki alanların dönüştürülmesini başlatacaz” bilgisini verdi.

Güneşten ve rüzgardan yararlanacak

Bayraktar, 2023 yılına kadar Türkiye’de harcanan enerjinin yüzde 23’ünü güneş, rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerjilerden ve yağmur atık suların  tasarruflarından üretme yoluna gidildiğini de belirtti.

Konut alım kararında etkili

Yeşil bina ve değerlendirme sistemleri konusunda farkındalık oluşturmak, bilgi ve bilinç düzeyini yükseltmek amacıyla 2007 yılında kurulan, Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği’nin Türkiye de ilk kez gerçekleştirdiği zirveye, ulusal ve uluslararası alandan konusunda uzman çok sayıda katılım sağlandı.

Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği Başkanı Haluk Sur, Türkiye’de yeşil bina duyarlılığının artamasından memnuniyet duyduklarını belirterek, “Konut alım kararlarında yeşil tasarruflu binaların öncelikli hale geldiğini görüyoruz. Bilinçlenme ile Türkiye enerjide parasına havayı ısıtmakta kullanmayacak” dedi.

Türkiye’nin 2023 Projesi

Kenar

Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya “Yargı kararını uygulamıyorlar; tüketici ücret alınması durumunda zabıta kanalı ile ceza kestirebilir derken” Alışveriş Yatırımcıları Berneği Başkanı Hakan Kodal ise “Bu durum tüketicinin bir tercihi olarak ortaya çıktı” dedi.

Her geçen gün sayıları artan AVM’lerde alınan otopark ücreti konusu bir süre önce yargıya taşındı. Dava İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nde görüldü. 2. İdare Mahkemesi ücret alınmasını yönünde bir karar verdi. Yerel mahkemenin kararı Danıştay’a taşındı.

Danıştay 8. Dairesi, alışveriş merkezlerindeki otoparkların 0-3 saat arası ücretli olmasını öngören İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin kararını bozmuş; karara göre alışveriş merkezleri otoparklarını kullanmak isteyenlerden ilk 3 saat ücret talep edemeyeceği hükmünü taşıyordu.

Karar oybirliği ile alındı

Kararda şöyle deniyordu:

“Alışveriş ve ticaret merkezi gibi halkın kullanımına açık yerlerden yararlanan kişilerin, binayı kullanan kişiler kapsamında değerlendirilmesi ve otopark ihtiyaçlarının ticari amaç güdülmeksizin, binaya ait hizmet otoparklarından ve parselinden karşılanması ilgili mevzuatın gereğidir. Otoparklardan kısa süre için yararlanan kişilerden de ücret alınması nedeniyle bu otoparkların tercih edilmemesi ve parsel dışında otopark çözümü aranmasının trafiği olumsuz etkileyeceği de tabiidir. İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.”

Aylık kazanç 150 bin lira

Ancak geçtiğimiz Ocak ayı ortasında alınan Danıştay kararının uygulamada dikkate alınmadığı anlaşıldı. Konuyu taraflara sorduk.

Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya “İstanbul’da ücret alan AVM sayısı almayandan fazla. Daha önce ücret alanlar karardan sonra da aldı. Yargı kararı dikkate alınmadı. Burada iş tüketiciye düşüyor. Gittikleri AVM’de üç saate kadar kaldıkları süreçte ücret alınırsa derhal ilgili yerel yönetimden zabıta çağırmaları gerekir. Zabıtanın kestiği ceza 750 ile veya bin TL” şeklinde konuştu.

Nazım Kaya kimi durumlarda tüketicilerin zabıta çağırma ceza kesilmesi bekleme yoluna gitmediğini 5 lira verip çıktığını ifade ederek şu hesaplamayı yaptı: “Bir AVM’de ortalama bin araç otoparka girse. Her bir araçtan 5 lira alınsa günde 5 bin lira ayda 150 bin lira yapıyor. Burada iyi bir kazanç var işletme açısınan.”

Nazım Kaya, kimi tüketicilerin ücret ödememek için aracını AVM dışına park ettiğini, bu durumun trafik sıkışıklığına yol açtığına işaret etti.

Otopark AVM için para kazanma yeri değil”

Konunun bir diğer tarafında yer alan Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği Başkanı Hakan Kodal ise, yargı kararının uygulanmamasının söz konusu olmadığını belirterek “Biz bu konuda bir araştırma yaptık. Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç ücret alınması yönünde oldu. Çünkü tüketiciler AVM’ye geldiğinde otopark sorunu yaşamak istemiyor.

Bu sorun özellikle kent merkezinde olan ve park sorunu yaşayan bölgelerdeki AVM’lerde yaşanıyor. AVM’ye alışverişe gelmeyen kişiler de aracını otoparka bırakabiliyor. Bu durum otoparkta yer sorununa yol açıyor. Ücret almayan AVM sayısı azınlıkta. Ancak yinede sorunun çözümü konusunda Büyükşehir Belediyesi ile ortak bir çalışma yapılıyor. Otoparklar AVM yatırımcıları açısından para kazanma yeri değil.”

AVM otoparkları haksız para alıyor!

By 1eladenecli Haber içinde yayınlandı
Kenar

TOKİ Başkanı ndan firmalara  Sicil  uyarısı

Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Ahmet Haluk Karabel, TOKİ ile çalışan inşaat firmalarının temsilcilerine sicil uyarısında bulundu. Karabel, “İşi taşerona devreden, TOKİ’den iş alamaz. İş kaliteniz sicillerinizi etkiler” diye uyarıda bulundu.

TOKİ Başkanı Ahmet Haluk Karabel, idarenin Bilkent’deki yerleşkesinde yurt çapında TOKİ ile çalışan inşaat firmaların temsilcileriyle bir araya geldi. Önemli uyarılarda bulunan Karabel, firma temsilcilerinin sorularını yanıtladı, sorunlarını dinledi.

Van ve Erciş depremi sonrasında yapılan ihalelere firmaların, işlerini düzgün yapan yüklenicilerin performansları dikkate alınarak, sicil durumlarına göre davet edildiğine dikkat çekti. Karabel, “Davet işlerindeki firma seçimlerinde iş kaliteniz, işi süresinde ve noksansız bitirmeniz, Mali gücünüz ve İdaredeki uzman ve daire başkanlarımızın görüşleri dikkate alınmaktadır. Kalitesiz, kusurlu iş yapan ve haciz getiren müteahhitler, İdareyi meşgul etmesinler” dedi.

İhaleyi aldıktan sonra kar alıp taşerona devreden yüklenicilere dikkat çeken Ahmet Haluk Karabel, bu yola tevessül edenlerin bir daha TOKİ’den iş alamayacaklarını söyledi. TOKİ Başkanı Karabel, firma temsilcilerine şu uyarılarda bulundu:

“Müteahhitlerimiz ihaleye girmeden önce mutlaka iş yerini görmeliler. İhaleyi aldıktan sonra sözleşme aşamasında zaman zaman sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Yükleniciler ihale dosyasını iyi incelemeli, zemini araştırmalı, iklim şartlarını da göz önüne alarak tekliflerini ona göre vermeliler. Aynı bölgede, aynı fiyatlara, TOKİ’de iş yapan başarılı yükleniciler bu işi yapabiliyorlarsa, yüksek fiyat verenlerin tekliflerini ilerleyen zamanlarda gözden geçirmelerinde fayda var. Aşırı düşük teklif vermekten de kaçınmanız gerekiyor. İşi alabilmek için arkadaşlarımız fiyatları kırıp hem kendilerini hem İdareyi sıkıntıya sokabiliyorlar.”

SÜRÜNCEME LÜKSÜ YOK

İşlerin sürüncemede kalma lüksü olmadığını belirten TOKİ Başkanı Karabel, “Bizim de müşterilere karşı belli sorumluluklarımız var. Süresinde bitmeyen işlerde, aleyhimize açılan davalar, yüklü maliyetler getirmektedir. İş alan arkadaşlarımızın tüm tarafların problemlerini ve yapacakları işleri düşünerek fiyat vermelerinde fayda var.

Bazı müteahhitlerimizin piyasada borçları olabiliyor. Borçları kapamak için TOKİ’den fiyat kırıp iş almaya çalışıyorlar. Bu gibi durumlarda işin sonu feshe kadar gidebiliyor. Bu güne kadar 87 yüklenicinin işi fesh edildi.

Elinde yeni işleri olanlar yeniden ihaleye girmeye çalışıyor. İkaz ediyoruz. Yüklenici 15 gün, bir ay dayanabiliyor, sonra bir ihaleye daha giriyor, ardından bir daha giriyor. Elinde üç, dört, beş iş oluyor. Piyasa kötüye gidince İdarenin de 5 işi de sıkıntıya giriyor. İnşaatlarda yüzde 50 aşamasına gelmeden, kendinizi ispat etmeden fiyat kırıp birinci olmamanızı ve kendinizi de bizi de riske sokmamanızı istiyoruz” dedi.

Karabel, TOKİ ile çalışmak isteyenlerin işinin başında olması gerektiğin ibelirtirken, “Sektördeki en iyi müteahhit, işinin başında duran, düzgün, problemsiz, kaliteli iş yapan, süresi içinde bitiren ve geçici kabule en az eksikle giren müteahhittir” dedi

Patronlar Dünyası

TOKİ Başkanı’ndan firmalara ‘Sicil’ uyarısı

By 1eladenecli Haber içinde yayınlandı
Kenar

İnşaat sektöründe 35 yıllık deneyimi ile ‘Teknik Müteahhit’ olarak hizmet veren AE ARMA-ELEKTROPANÇ, uluslararası projelerine bir yenisini daha ekledi. Üç kıtada pek çok önemli projeye adını yazdıran AE ARMA-ELEKTROPANÇ, Pulkovo havaalanı yeni terminal binasına ait, elektrik ve elektronik mühendisliği kapsamındaki tüm işlerin yapımını üstlendi.

RUSYA’NIN 4. BÜYÜK HAVALİMANI

Saint-Petersburg şehrindeki Pulkovo havalimanı, Rusya’nın 4.büyük havaalanı ve mevcut haliyle 2011 yılında toplam 9,6 milyon yolcuya hizmet verdi. 110 bin metrekare kapalı alanlı yeni terminal binası Ocak/2013 tarihinde açıldığında, Pulkovo Avrupa’nın en büyük havaalanlarından birisi olacak.

NORTHERN CAPITAL GATEWAY (NCG) İŞLETİYOR

İşletmesini NCG’nin yaptığı havaalanı; yeni ve eski terminal binaları, otel, teknik destek binaları ile birlikte toplam 208 bin metre kare kapalı alana sahip. Tesis 2013 yılı sonunda tümüyle tamamlanmış olacak.

havalimani.jpg

TEKNİK MÜTEAHHİTLİKTE KÜRESEL FİRMA OLACAĞIZ

Bu işin sözleşme bedelinin KDV dahil  27,7 milyon EURO olduğunu belirten AE ARMA-ELEKTROPANÇ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kızılhan, ‘üç kıtada gerçekleştirdiğimiz; otel, AVM, residence, tower ve endüstriyel tesislerden sonra, uluslararası bir havaalanı projesi ile küresel firma olma yolunda bir adım daha attık. Bu iş firmamıza duyulan güvenin önemli bir göstergesidir’ dedi.

Pulkovo havalimanın genel müteahhidi ise IC İÇTAŞ-ASTALDI İNŞAAT A.Ş.’dir.

patronlardunyasi

Rusya’nın dev havalimanını bir Türk şirketi yapacak

By 1eladenecli Haber, Proje içinde yayınlandı
Kenar

İnşaat sektörü için 2B Yasası ile yabancılara mülk satışı ve kentsel dönüşüm projelerinin kritik önem taşıdığı, bu kritik unsurların devreye girmesi durumunda sektörde hareketliliğin ciddi oranda artmasının beklenmesi gerektiği bildirildi.

İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nin (İMSAD) yayınladığı aylık inşaat sektörü değerlendirme raporunda, inşaat sektörü için önem taşıyan 2B Yasası ile yabancılara mülk satışı ve kentsel dönüşüm projeleri ele alındı.

Raporda, inşaat sektörüne yönelik beklentilerin gündemi belirleyen temel unsurlar olduğu, 2B Yasası, yabancılara mülk satışı ve kentsel dönüşüm projeleri ekseninde oluşan beklentilerin gayrimenkul sektörünün önümüzdeki yıllarda ”daha da parlak” bir sürece gireceğine işaret ettiği belirtildi.

Bununla birlikte global krizin mevcut rakamlar üzerindeki etkisinin sürdüğüne dikkatin çekildiği raporda, bu doğrultuda baz etkisinden arındırılmış rakamlarda inşaat üretiminde ivme kaybı yaşandığı, çeyreklik dönemde açıklanan inşaat maliyetleri verilerinin de bu görüşü desteklediği kaydedildi.

2011’in son çeyreğinde emtia fiyatlarındaki artışın sınırlanması nedeniyle önceki dönemlere oranla daha sınırlı bir yükseliş gerçekleştiren inşaat malzemesi fiyatlarında 2011’in dördüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,04, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise yüzde 16,13 oranında artış kaydedildiği anımsatılan raporda, genel inşaat maliyetlerindeki artış oranının yüzde 0,91 düzeyinde oluştuğu, 2011’in üçüncü çeyreğinde yüzde 0,67 artan işçilik maliyetlerinin dördüncü çeyrekte yüzde 0,46’lık çıkış gösterdiği belirtildi.

İnşaat malzemesi sektörünün ihracat verilerinde en yüksek düzeyine 2,53 milyar dolar ile 2008 yılının Eylül ayında ulaştığına değinilen raporda, sektörün global krizin başladığı Ekim 2008’den hemen önce zirve yaptığı, bu noktadan sonra düşüşe geçen sektör ihracatının 2011 yılında 1,5 milyar dolarlık bir düzeyde gerçekleştiği, son açıklanan aralık ayı rakamlarına göre ise ihracat düzeyinin 1,7 milyar dolara çıktığı ifade edildi.

Bu dilimde sektör ithalatının 630,6 milyon dolar seviyesinde kaldığı, bunun sonucunda sektörün cari dengeye doğrudan olumlu katkısının 1,07 milyar dolar olduğu vurgulanan raporda, sektörün ihracat içinde ağırlığının Kasım ayına göre arttığının altı çizilerek şunlar kaydedildi:

”Buna göre, ihracat rakamları içindeki payına bakıldığında, Türkiye’nin Aralık ayında gerçekleştirdiği ihracatın yaklaşık yüzde 13,64’ünü sektör tek başına yapmaktadır. Aralık ayı rakamları dikkate alındığında inşaat malzemeleri arasında ihracatta lider konumda yüzde 31,91’lik pay ve 543 milyon dolarlık ciro ile yine demir/çelik çubuklar bulunmaktadır. Alt sektör bazında farklılaşmalar olsa da 2011’in Aralık ayında ihracata yönelik gelen sinyaller genel olarak olumludur. Bununla birlikte sektörün gelişim hızını devam ettirmesi için vurguladığımız 2B Yasası, yabancılara mülk satışı ve kentsel dönüşüm projeleri kritik öneme sahiptir. Bu kritik unsurların devreye girmesi durumunda içeride inşaat sektöründe hareketliliğin ciddi oranda artması beklenmelidir.”

AA

2B ve projeler, sektör için kritik

By 1eladenecli Genel içinde yayınlandı
Kenar

50'den fazla ülke TOKİ'den know-how ve konut talep ediyor

50’den fazla ülke TOKİ’den know-how ve konut talep ediyor


TOKİ Başkanı Ahmet Haluk Karabel, 50’nin üzerinde ülkenin, TOKİ’den hem “know-how” istediğini hem de sosyal konut inşa etmesini talep ettiğini açıkladı.

Hüseyin GÖKÇE

ANKARA – Erdoğan Bayraktar’ın siyasete girmesinin ardından TOKİ’ye başkan olan Ahmet Haluk Karabel ilk özel röportajını gazeteniz DÜNYA’ya verdi. Dünyada 50’nin üzerinde ülkeden TOKİ’ye konut ve inşaat yapımı için talep geldiğini belirten Karabel, yabancı finans kuruluşlarından da destek talebi geldiğini ancak TOKİ’nin devlet bankalarını tercih ettiğini söyledi.

Deneyimleriyle kentsel dönüşüm projelerinde etkin rol oynayacaklarını belirten Karabel, ‘Çılgın Proje’ ve İstanbul Finans Merkezi’nde de görev verilmesi halinde bunu yerine getirebileceklerini bildirdi. Bugüne kadar 500 bin konut üretimini aştıklarını ve 2023’e kadar 500 bin konut daha yapacaklarını ifade eden Karabel, seçim döneminde açıklanan İstanbul’da  2 ayrı 500 bin konutluK, Ankara’da da 500 bin konutluk ‘şehir’ projelerinde görev verilmesi halinde de hedefin çok üzerine çıkılacağını kaydetti. Ankara Sohbetleri’ne konuk olan TOKİ Başkanı Ahmet Haluk Karabel, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve Ankara Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe’nin sorularını cevaplandırdı.

500 BİN NÜFUSLU ÜÇ ŞEHRİ İNŞA EDERİZ

500 bin konut rakamının üstüne çıkabilir misiniz?

Başbakanımızın vereceği yeni görev ve hedefler bunu belirleyecek. İstanbul’da 2 adet 500 bin nüfuslu şehir, Ankara’da da yine 500 bin nüfuslu bir şehir söylemleri Sayın Başbakanımız tarafından halkımıza müjdelendi. Bu görevlerle ilgili herhangi bir tevdi olursa üzerimize düşeni yaparız. Ayrıca 2011 yılında nasıl Simav ve Van depremleri olduysa, bundan sonra da dünyada olduğu gibi Türkiye’de de istenmeyen yeni afetler olabilir. Bu doğrultuda da konut ihtiyacı artabilir.

Son dönemde büyük konut projeleri var. Özel sektörün yaptığı proje satışları var.  Siz bunlara nasıl bakıyorsunuz? Sektörü değerlendirebilir misiniz? Siz bir risk görüyor musunuz?

TOKİ olarak kendi yaptığımız işlevlerden bahsedeyim. Tabii ki TOKİ Başkanlığı mevcut konut açığının yüzde 5-10’unu karşılayıp inşaat sektörüne önderlik yapıyor. Fiyatları belli bir düzeyde tutmaya, kaliteyi artırmaya çalışıyoruz. Kalitenin artırılması aynı zamanda binaların dayanıklılığı ve enerji tasarrufu açısından da sağlanıyor. Temelleri atıp, kaba inşaat başladığı zaman satışlara başlıyoruz. Kaba inşaata başlamadan satışlara girmemeye gayret ediyoruz. Kriz döneminde olsun, ekonominin iyi olduğu dönemlerde olsun bizim satışlarımız herhangi bir sıkıntı olmadan devam etmekte. Özel sektöre gelince, onlar da mali bir krize girmemek için  temelle birlikte satış yöntemini deniyorlar. Sektörle ilgili değerlendirmeyi ilgili kurumlar takip ediyorlar. Pazarlama ve satış konusunda herhangi bir sıkıntımız olmadığını da burada bildirebilirim. TOKİ’nin güvenirliği ve imajı satışlarımızı arttırmakta.

TOKİ deyince hep konut projeleri aklımıza gelir. Son dönemde görev değişikliği ile birlikte  farklı görevler de verildi.  Mevcut yapınız buna esneklik gösterebiliyor mu?

58, 59, 60 ve 61’inci Hükümet dönemlerinde planlı kentleşme ve konut üretimi atağı ile TOKİ kendini sürekli geliştirdi. Dolayısıyla biz de kendi içimizde bir reorganizasyon yapmak durumunda kaldık. Çünkü iş yükü arttıkça sürekli revizyon gerekiyor. Bize verilen görevler sadece sosyal konut görevi olmadığını siz de söylediniz. Bakanlıklarla hizmet binalarının inşasına ilişkin protokoller yapıyoruz. Yaptığımız inşaatların planlı ve kısa sürede imal edildiğini gören kurumlar bizden hizmet binalarının yapılmasını talep ediyorlar. Biz de imzaladığımız protokoller çerçevesinde talep ettikleri binaları yapıyoruz. Talepler her geçen gün artıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’na protokol çerçevesinde okullar yapıyoruz. Milli Savunma Bakanlığı’na askeri haitler ve karakollar yapıyoruz. Bunun gibi birçok örnek verebiliriz. Ayrıca Gençlik ve Spor Bakanlığı’na İstanbul Seyrantepe’de yapmış olduğumuz Seyrantepe Stadyumu var.

Yurtdışına devlet yardımı anlamında ne gibi projeler yapıyorsunuz?

2004 yılında Güney Asya’da deprem ve ardından büyük bir tsunami yaşandı. Tsunami neticesinde Endonezya’nın Sumatra Adası’nda ve Sri Lanka’da Hükümetlerin, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nden talepleri doğrultusunda birtakım imalatlar yaptık. Endonezya’da bin 50 konut ile sosyal donatıları inşa ettik. Sri Lanka’da 500 konut ile sosyal donatıları yaptık. Pakistan’ın da Keşmir bölgesinde depremden sonra, yine Türkiye Cumhuriyeti halktan toplanan bağışlarla burada bir şehir merkezi kurdu. Ardından yine Pakistan’da bir sel felaketi meydana geldi. Bu felaketin ardından da 4 bin 620 konut ve sosyal donatıların ihalelilerini yaptık. İnşallah konutları ve sosyal donatıları 2013 yılı sonu itibariyle tamamlamayı planlıyoruz.  Ayrıca Somali’de de büyük bir kuraklık yaşandı. TOKİ olarak 200 yataklı devlet hastanesi, 40 derslikli hemşirelik yüksek okulu ve sosyal donatıları yapmak üzere işlemlere başladık.

Yurtdışında Türk özel sektörüyle ortak çalışmalarınız olacak mı?

50’nin üzerinde ülke, TOKİ’den hem “know-how” hem de sosyal konut inşa etmesini istiyor. Asya ülkeleri, Kuzey Afrika, Orta Afrika ve Orta Doğu ülkeleri var. Güney Amerika kıtasında Venezuella ve Kolombiya da taleplerde bulundu. Petrol karşılığında konut üretilmesi isteniyor. TOKİ’nin Türkiye genelinde yoğun bir gündemi var. Yurtdışındaki işlere de görüşmeler doğrultusunda odaklanmaya çalışıyoruz. Yurt içinde olduğu gibi, yurt dışında da TOKİ özel sektör ile işbirliği içinde çalışmalarını sürdürecek.

Kentsel dönüşümde, 100 milyar dolardan 400 milyar dolara kadar bir proje büyüklüğünden bahsediliyor.

Türkiye’de yaklaşık 19 milyon konut var. Bu konutların büyük çoğunluğu ömrünü tamamlamış, bir kısmı zaten plan ve projesiz yapılmış. Onun dışında da depremlerle zamanında zayıflamış bir yapı stokumuz mevcut. Yapı stokunun çok hızlı bir şekilde yenilenmesi gerekiyor. Bununla ilgili ‘Afet Yasa Tasarısı’ Meclis’te görüşülmeye devam ediyor. Bu yasa çıktıktan sonra da daha çok afet riski fazla olan bölgelerde kentsel yenilemeye ağırlık verilecek. Dolayısıyla burada TOKİ’ye görevler tevdi edilecek. Bu işin koordinasyon bakanlığı da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olacak.

İstanbul Finans Merkezi projesinde, TOKİ’nin bir katkısı olacak mı?

İstanbul Finans Merkezi TOKİ ve iştiraki olan Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Genel Müdürlüğü’ne Emlak Bankası’ndan ayni sermaye olarak devredilmiş Ataşehir arazisi üzerinde yapılıyor. Bu arazinin toplam büyüklüğü, 2 milyon metrekarenin üzerinde. Bunun yaklaşık 600 bin metrekaresi üzerinde finans merkezi kurulması üzerine projelendirme çalışmaları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın koordinasyonunda devam ediyor. TOKİ ve Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’na verilecek görevle, faaliyetlerin gerçekleştirileceği düşüncesindeyim. İnşaat anlamında olacağı düşüncesindeyim. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonunda Finans Merkezi ile ilgili kapsamlı bir proje çalışması yapılıyor. Dünya finans merkezleri arasında da gündeme oturacağı kanaatindeyim. Türkiye kalkınmakta olan bir ülke. Finans merkezinin de hızlı bir şekilde Türkiye’ye yakışır bir planlama ile sonuçlandırılması Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlayacak. Bu projede TOKİ’ye de rol düşecek.

Yine kentsel dönüşüme dönersek, bu proje Türkiye’ye ne kazandıracak?

Türkiye’de bozuk konut stokunun yenilenmesi gerekiyor. Bu stokun yenilenmesi büyük finans kaynağına ihtiyaç olmadan gerçekleştirilebilir. Hükümetimiz daha az bir maliyetle sorunun çözümü için bir planlama yapmakta. Kanunlarla gerekli yetkiler ilgili bakanlıklara ve kurumlara veriliyor. Bozuk konut stokunun yenilenmesine hızlı bir şekilde başlanacak. Daha sağlam ve modern şehir adacıkları Türkiye geneline yayılacak. Dünyada bunun örnekleri de var. Türkiye kentsel dönüşümü, en gelişmiş şekliyle TOKİ kanalıyla gerçekleştirdi. Belli bir tecrübe birikimimiz oluştu. Kanunlarla bu yetkiler hangi kurumlara verilmişse, onlarla birlikte hızlı bir şekilde kentsel dönüşüm devam edecek.

Başbakan’ın açıkladığı ‘Çılgın Proje’ nasıl gidiyor?

Sayın Başbakanımız tarafından açıklanmış büyük projeler ile ilgili çalışmalar devam etmekte. Bu projelerde de ileriki aşamalarda tarafımıza herhangi bir görev verilirse elimizden geleni yaparız.

TOKİ 528 bin konut inşa etti

TOKİ’nin yapısı değiştirilerek yetkileri artırıldı. TOKİ’nin yeni hali Türkiye’de neyi değiştirdi?

TOKİ, 1984 yılında rahmetli eski Cumhurbaşkanımız Turgut Özal döneminde kuruldu. 1984’ten 2002 sonuna kadar sosyal donatılarıyla birlikte 43 bin 145 konut tamamlandı. Bunun dışında yarım kalmış kooperatiflere de kredi verdi. 58, 59 ve 60’ıncı Hükümet dönemlerinde planlı kentleşme ve yeni toplu konut atağı çerçevesinde 2011 sonuna kadar toplam 500 bin konut hedefi konuldu. 10 Haziran 2011’de bu hedefi yakaladık. 61’inci Hükümet, Başbakanımızın talimatlarıyla, 2023 yılına kadar yeni bir 500 bin konutluk hedef verdi. Bu hedef doğrultusunda çalışmalarımız hızlı şekilde devam etmekte. Bugün itibarıyla 528 bin konut rakamına ulaştık. Bu da 100 bin nüfuslu 21 şehir anlamına gelmekte. Bizim 81 il, 800 ilçe ve 2 bin 259 şantiyede çalışmalarımız devam etmektedir.

TOKİ’nin 2002-2011 faaliyetleri

786  Okul

176  Hastane

814  Spor Salonu

89  Sağlık ocağı

450  Ticaret merkezi

401  Cami

89  Yurt Pansiyon

20  Engelsiz Yaşam Merkezi

24  Sevgi Evi

39 Kütüphane uygulaması başlatıldı

2016 UEFA kriterlerine uygun 53.000 kişilik “Seyrantepe Stadyumu”

169 projede toplam 239.597 konutluk gecekondu dönüşüm çalışması çerçevesinde 132 bölgede 61.417 konutluk uygulama başlatıldı

800 bin kişiye istihdam

Müteahhitler zaman zaman TOKİ’nin kriterlerini ağır buluyorlar. Siz nasıl  bakıyorsunuz?

TOKİ, bir kamu kurumu.  Kendisine verilen görev ise Türkiye genelinde sosyal konutların ve sosyal donatılarının inşaası. Bunu da ihaleler yaparak uygun fiyat veren yüklenicilere görevleri tevdi edip işleri takip ve kontrol ederek zamanında sonuçlandırılmasını sağlıyoruz. Türkiye’de 2003 yılında planlı kentleşme ve konut atağına başlamasaydı, belki ülkemizde bu kriz ortamlarından oldukça etkilenecekti. Çünkü toplu konut atağıyla 800 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Bu 3-4 milyon kişinin evine aş girmesi anlamına geliyor. Ayrıca ulaşım, sağlık ve turizm alanındaki atak ve yatırımlar da kalkınmamızı hızlandırdı. 2003 yılından itibaren tüm kamu kurumlarında da belli değişiklikler oldu. Kimse iş bitti, paydos diye evine koşmuyor, işini bitirinceye kadar kalıyor, çalışıyor. Biz de TOKİ olarak sürekli fazla mesai yapıyoruz.

Gelir getirici projeler tüm portföyün % 16’sı

Gelir getirici projeler tüm portföyümüzün yüzde 16’sı. Sosyal amaçlı ürettiğimiz konutlar tüm konutlarımızın yüzde 84’ünü oluşturuyor. Gelir getirici projelerle ve Milli Emlak’tan aldığımız arazileri imarlı hale getirerek, bunları değerlendirip gerek satarak, gerekse gelir getirici proje olarak ihale etmemiz neticesinde TOKİ’ye kaynak temin ediyoruz.

Finansman sıkıntımız yok

TOKİ bu kadar büyük projeleri gerçekleştirirken kaynak sıkıntısı yaşıyor mu?

TOKİ, Hazine’den herhangi bir pay almamakta. Bizim aylık giderlerimiz, ortalama 500 milyon lira tutarında. Yıllık baza getirdiğimizde ise toplamda 6 milyar liralık ödeme projeksiyonu ortaya çıkıyor. Portföyümüzde, Emlak Bankası’nın tasfiyesinden sonra bize verilmiş konutlar, gayrımenkuller var. Sattığımız bu konutların geri dönüşü uzun taksitli oluyor. Yüklenicilere ödemelerimizde 1.5-2 yıl arasında gerçekleştiğinden arada finansman açığı oluşmakta. Açığı gelir getirici projelerle ve Hazine’den alıp imarlı hale getirerek değerlendirdiğimiz arazilerle kapatmaya çalışıyoruz.  Şu anda herhangi bir para sıkıntımız yok. Her ay yaklaşık 100 milyon liranın üzerinde kaynak ürettiğimizi burada belirtmek istiyorum. Çünkü sabit gelirlerimiz, sabit ödemelerimizi karşılamıyor. Dolayısıyla  sürekli bisikletin pedallarını çevirmek zorundayız.İnşaat yapmasaydık, sadece finans kaynağı sağlayan bir kurum olsaydık yine devlete yararlı bir kurum olarak çalışmalarımızı sürdürebilirdik. Zaman zaman bize dış finans kurumlarından teklifler geldi, fakat yurtdışından kredi almaktansa devlet bankalarından bu kaynağı sağlamayı daha uygun gördük. Bugün itibariyle de herhangi bir finans kaynağı ihtiyacımız gözükmüyor.

Van’da köylüler isterse planlı köy projemiz var

Türkiye’nin 2011 yılı Ekim’indeki Van deprem felaketinden sonra TOKİ’nin adı bölgede çok sık duyulmaya başladı. Van’da neler yapıyorsunuz?

Van’da işlerin daha hızlı yürümesi amacıyla bir birim oluşturduk. Şu anda inşaatlarımıza devam ediyoruz. Sosyal donatıların çalışmaları da konut inşaatlarıyla birlikte devam ediyor. Van’da kalıcı afet konutlarını Ağustos ve Eylül ayında teslim etmeyi hedefliyoruz. AFAD (Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) tarafından TOKİ’ye, Van’da 10 bin, Erciş’te ise 5 bin olmak üzere toplam 15 bin kalıcı konut tebliğ edildi. Tabi bu konutların bütçeleri AFAD’a aktarılıyor. Hak edişler ödenmeye başlayınca bedellerini de AFAD, bize aktarıyor. Yapılması istenilen konutların yanı sıra, Van ve Erciş köyleri kabul ederse toplu, planlı köy ve ahır projelerimiz var. Van’da modern köyler kuracağız. Bunun örneğini de ihalesini yaptığımız üç köyde gerçekleştiriyoruz. Özkaynak, Dağönü ve Topaktaş köyleri için yeni arazide toplam 225 adet köy konutu ve 225 adet ahırının ihalesini yaptık, inşaatlarına başlandı. Köy evleri çelik konstrüksiyonla yapılıyor. Bu konutları da Mart ayı sonundan itibaren Haziran ayına kadar köylülerimize teslim etmeyi hedefliyoruz. Van ve Erçiş’te deprem sonrası sosyal donatı olarak 25 okul 24 ticaret merkeziyle birlikte 23 adet cami ve üç adet köy konağının da teslimlerini yaz sonunda bitirmeyi planlıyoruz.

Ayrıntılardaki Ahmet Haluk Karabel

Ferit B.PARLAK

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar anlatmıştı 2005 yılında gerçekleştirdiğimiz sohbette: “2003 yılı Mart ayında Başbakanımıza verdiğim brifingde, TOKİ tarafından önceki 20 yıl içerisinde yapılan konutların sayısını göz önünde bulundurarak (-ki her yıl 2 bin konut yapılmış) her yıl 10 bin konut yapmayı hedeflediğimizi söylemiştim.Başbakanımız, ‘bana en az 100 bin konutluk projeyle gel. 81 ili ve ilçelerini şantiyeye çevir’  dedi.”

Ve TOKİ bugün itibariyle 528 bin konuta ulaştı.

Yanı sıra okul, hastane, spor salonu, sağlık ocağı, şehir stadı gibi 3 bine yakın sosyal proje gerçekleştirdi.

1988 yılından itibaren toplu konut projelerinde yönetici olarak görev alan, 2003 yılında TOKİ Başkan Yardımcılığı görevine atanan ve Erdoğan Bayraktar’ın milletvekili seçilmesiyle TOKİ Başkanlığı görevine getirilen Ahmet Haluk Karabel, ülkemizdeki 19 milyon konutun yüzde 70’e yakınının ya ömrünü doldurduğuna ya da niteliksiz olduğuna dikkat çekiyor.

Bu nedenle hükümetin 2023 için koyduğu 500 bin yeni konut hedefine, çok daha erken bir sürede ulaşmak için gece gündüz çalıştıklarının altını çiziyor.

Başbakan’ın seçim döneminde müjde olarak açıkladığı uydu kentlerde inşa edilecek yaklaşık 2 milyon konut için de TOKİ olarak görev almaya hazır olduklarına vurgu yapıyor.

TOKİ’nin 50’nin üzerinde ülkeden aldığı “Bize de konut yapın.” talebini ise Türk ekonomisi ve özel sektör için fırsat olarak niteliyor.

50’den fazla ülke TOKİ’den know-how ve konut talep ediyor

Kenar

Büyükşehir Belediyesi, Bayraklı’daki “dönüşüm” çalışmaları için ilk 16 Mart’ta ihaleye çıkıyor.

Kentsel dönüşüm uygulamalarıyla İzmir’in çehresini değiştirmeyi ve sağlıksız konutlardaki vatandaşları sağlıklı konutlara yerleştirmeyi hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, Bayraklı’daki “dönüşüm” çalışmaları için ilk 16 Mart’ta ihaleye çıkıyor.

Meclis kararı çıktı
Bayraklı Belediyesi tarafından belirlenen, Çanakkale-İzmir Çevreyolu ile Altınyol arasındaki Cengizhan, Fuat Edip Baksı ve Alparslan mahallelerini içeren 60 hektar büyüklüğündeki alana ilişkin Meclis kararı sonrasında harekete geçen Büyükşehir Belediyesi, bu bölge ve çevresini kapsayan toplam 310 hektarlık alanda ulaşım ve jeolojik etüd çalışmalarını tamamladı. 16 Mart 2012 tarihinde ise Bayraklı’daki kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ilgili ilk ihale gerçekleştirilecek. Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilecek ihale, kentsel dönüşüm uygulanacak alana ilişkin değerleme, planlama, kentsel tasarım ve mimari projelerin üretilmesi ile uzlaşma modellerinin belirlenmesine yönelik hizmet alımını kapsayacak.

18 alanda 30 bin konut
1/25.000 ölçekli İzmir Kentsel Bölge Nazım İmar Planı revizyonuyla 18 proje alanı belirleyen ve toplam 4 bin 700 hektar alanda yenileme projesine ihtiyaç duyan Büyükşehir Belediyesi, onay bekleyen projelerin hayata geçmesiyle İzmir’de 30 bin sağlıklı konut üretimi planlıyor.

7 bölgede yenileme Ankara’da bekliyor
İzmir’in Bakanlar Kurulu’nda onay bekleyen projeleri şöyle:
* Menemen – Torbalı – Bayındır: Toplam 26.7 hektarlık alanda uygulanacak. Bu bölgelerde 2000 konutu içeriyor.
* Örnekköy projesi: 18 hektarlık alanda uygulanacak ve 1500 konutu kapsayacak.
* Ege Mahallesi projesi: 7 hektarlık alanda uygulanacak ve 1000 konutu kapsayacak.
* Ballıkuyu projesi: 48 hektarlık alanda uygulanacak ve 5000 konutu kapsayacak.
* Aktepe ve Emrez projesi: 122 hektarlık alanda uygulanacak ve 6000 konutu kapsayacak.
* Uzundere projesi: 32 hektarlık alanda uygulanacak ve 4000 konutu kapsayacak.
* Cennetçeşme projesi: 47.6 hektarlık alanda uygulanacak ve 3000 konutu kapsayacak.Kentsel dönüşüm uygulamalarıyla İzmir’in çehresini değiştirmeyi ve sağlıksız konutlardaki vatandaşları sağlıklı konutlara yerleştirmeyi hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, Bayraklı’daki “dönüşüm” çalışmaları için ilk 16 Mart’ta ihaleye çıkıyor.

Meclis kararı çıktı
Bayraklı Belediyesi tarafından belirlenen, Çanakkale-İzmir Çevreyolu ile Altınyol arasındaki Cengizhan, Fuat Edip Baksı ve Alparslan mahallelerini içeren 60 hektar büyüklüğündeki alana ilişkin Meclis kararı sonrasında harekete geçen Büyükşehir Belediyesi, bu bölge ve çevresini kapsayan toplam 310 hektarlık alanda ulaşım ve jeolojik etüd çalışmalarını tamamladı. 16 Mart 2012 tarihinde ise Bayraklı’daki kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ilgili ilk ihale gerçekleştirilecek. Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilecek ihale, kentsel dönüşüm uygulanacak alana ilişkin değerleme, planlama, kentsel tasarım ve mimari projelerin üretilmesi ile uzlaşma modellerinin belirlenmesine yönelik hizmet alımını kapsayacak.

18 alanda 30 bin konut

1/25.000 ölçekli İzmir Kentsel Bölge Nazım İmar Planı revizyonuyla 18 proje alanı belirleyen ve toplam 4 bin 700 hektar alanda yenileme projesine ihtiyaç duyan Büyükşehir Belediyesi, onay bekleyen projelerin hayata geçmesiyle İzmir’de 30 bin sağlıklı konut üretimi planlıyor.

7 bölgede yenileme Ankara’da bekliyor
İzmir’in Bakanlar Kurulu’nda onay bekleyen projeleri şöyle:
* Menemen – Torbalı – Bayındır: Toplam 26.7 hektarlık alanda uygulanacak. Bu bölgelerde 2000 konutu içeriyor.
* Örnekköy projesi: 18 hektarlık alanda uygulanacak ve 1500 konutu kapsayacak.
* Ege Mahallesi projesi: 7 hektarlık alanda uygulanacak ve 1000 konutu kapsayacak.
* Ballıkuyu projesi: 48 hektarlık alanda uygulanacak ve 5000 konutu kapsayacak.
* Aktepe ve Emrez projesi: 122 hektarlık alanda uygulanacak ve 6000 konutu kapsayacak.
* Uzundere projesi: 32 hektarlık alanda uygulanacak ve 4000 konutu kapsayacak.
* Cennetçeşme projesi: 47.6 hektarlık alanda uygulanacak ve 3000 konutu kapsayacak.

Kaynak : Milliyet

Belediye dönüşüm için ihale hazırlığında

By 1eladenecli Haber içinde yayınlandı
Kenar

https://i0.wp.com/dis.fatih.edu.tr/store/images/606923_hvxkM5bN.jpg

 

Ayhan Aktar’ın Taraf gazetesinde yer alan köşe yazısı…

Geçen yıl, Başbakan Erdoğan’ın kamuoyuna “çılgın proje” olarak sunulan Kanal İstanbul projesi tartışılırken şunları yazmıştım:

“Kanal İstanbul projesinin belki bir hayırlı sonucu da olabilir: Eğer bu proje sayesinde, müteahhit takımı bütün gücünü Silivri – Çatalca bölgesine yoğunlaştırıp, İstanbul’daki lise binalarını yıkıp rezidans veya AVM yapmaktan vazgeçerse, eğer Taksim – İstinye aksı üzerinde daha fazla AVM inşa etme çılgınlığından uzaklaşırlarsa belki İstanbul rahat nefes alır… AKP hükümeti, duble yol müteahhitleri ve Silivri – Çatalca halkı el ele vererek Kanal İstanbul’u açsınlar, etrafına istedikleri köprüleri, yolları ve uydu kentleri kondursunlar. Ama İstanbul’dan ellerini çeksinler, daha fazla tahrip etmesinler” (Taraf, 9 Mayıs 2011).

Maalesef benim dualarım kabul olmadı. İstanbul’a yönelik yeni projeler devreye sokuldu. Bunların sonuncusu Taksim Meydanı ile ilgili. Efendim, Taksim Meydanı’nda trafik çok yoğun imiş. Yayalar bu trafik içinde mağdur oluyor imiş. Bu nedenle trafiği yerin altına alıp, meydanı yaya kullanımına açmak gerekiyor imiş. Taksim Meydanı’ndan trafiği uzaklaştırmanın çaresi de yedi ayrı caddeden dalış tünelleri inşa edip trafiği yerin altına indirmek olmalı imiş! Aynen Çağlayan’da yaptıkları gibi…

Taksim’de oturan ve şehir sosyolojisinden biraz anlayan biri olarak benim yetkililere bazı sorularım var:

1. Peki, İstanbul’un az kalmış düzgün caddelerinden birkaçını ortasından delerek trafiği yerin altına indirdiniz diyelim. Trafik yerin altında da tıkanmayacak mı?

2. Taksim’de akşam saatlerinde trafik tıkanıyor ise, sizin açtığınız Dolmabahçe tünelleri sayesinde olmadı mı? Tünellere çıkış yolu vermek için Gümüşsuyu Caddesi’nin trafiğini tek şeride düşürdünüz. Önce tıkanıklığı yarattınız, şimdi de başka bir “proce” için mazeret yaratıyorsunuz.

3. Taksim Meydanı’ndan trafiği tamamen kaldırmak mümkün müdür? Yakında Atatürk Kültür Merkezi açılacak. Sn. Kadir Topbaş AKM’ye geldiğinde makam arabası ile kapıya kadar gitmeyecek mi? Peki,The Marmara otelinde kalan turistler karda kışta bavulları sürükleyerek mi meydandan geçecekler? Otelden çıkan bir turist taksi bulmak için yerin altına inse, tünellerde biriken egzoz gazından zehirlenmeyecek mi?

4. Projeye göre, 1939′da yıkılan ve yerine Henry Prost tarafından tasarlanan Taksim Gezi Parkı ortadan kaldırılıyor. Başbakan Erdoğan’ın tv’de ifade ettiği gibi, Topçu Kışlası yeniden otel, rezidans vs. olarak inşa ediliyor. Şimdiki Gezi Parkı da onun avlusu oluyor (Bkz: http://vimeo.com/24651018). Peki, bugün halka açık olan bir parkı özelleştirerek “rezidans avlusu” yapmak, “Taksim’i yayalara açmak” mı oluyor?

Soruları çoğaltabilirim, ama gereksiz. Fakat bilmenizi istediğim bir şey var: Bu proje İstanbul Anakent Belediye Meclisi’nden “oybirliği” ile geçti. CHP grubu itiraz etmedi. Acaba neden?

Efendim, Anakent Meclisi’nde yılda yaklaşık 1500 civarında “plan tadil teklifi” görüşülüyor. AKP veya CHP’li başkanların bulunduğu ilçe belediyesi sınırları içinde de birçok plan tadili yapılıyor. Örneğin, CHP’li başkanların yönettiği ilçelerde gökdelen veya AVM mi yapılacak, bunun için de plan tadili gerekiyor. Milyarlarca liralık rant yaratılıyor. Dolayısıyla, AKP’nin ekmeğine mani olmamak için CHP’li üyeler de bu rezilliğe göz yummuşlar! Çünkü bu değişikliğe taş koysalar kendi müteahhitlerini zengin etme imkânları ortadan kalkacak. AKP de onların projelerini veto edecek!

AKP iktidarında ihale yasası tam on altı defa değişti. Her yasayı büyük havalarla Anayasa Mahkemesi’ne götüren CHP, bu değişikliklerin hiçbirini Anayasa Mahkemesi’ne götürmedi. Tabii ki AKP’nin “Duble Yol Müteahhitleri” varsa; CHP’nin de “Kanalizasyon Müteahhitleri” var. Aldığım duyumlara göre, parti yönetiminde bazı Sünnilerin kalmış olması (!), CHP örgütünde rahatsızlığa sebep oluyor imiş! “Devlet kuran parti” CHP’nin düştüğü duruma bakın.

Taksim Projesi belediyeden çıktıktan sonra Yüksek Anıtlar Kurulu’na yollandı ve hemen onaylandı. Kurulun daha önce Taksim için almış olduğu kararlar da yok sayıldı. Acaba Anıtlar Kurulu nasıl “ikna” edildi, çok merak ediyorum!

Yanlış anlamayın, Taksim Meydanı için tabii ki bazı değişiklikler düşünülebilir. Ama projeyi kamuoyunda tartışarak yapmalıyız. Kapalı kapılar ardında kararlar alıp, birilerini zengin etmemeliyiz. Ayrıca, planlama ve tasarım konusunda yaratıcılığı ortaya çıkaracak uluslararası yarışmalar açmak lazım. Gizli kapaklı ve “ben yaptım oldu” kafasıyla yapılan işler “çılgın proce” olmaktan ileri gitmiyor. Yazık!

Kaynak: Taraf

AKP’nin Taksim Procesi…

By 1eladenecli Haber içinde yayınlandı