Erdoğan’ın Bahsettiği Kadıköy Projesi


Kadıköy 60 bin metrekarelik yeni meydanına kavuşuyor. Meydanda iskeledeki otobüs ve dolmuş duraklarının bulunduğu alan da yayalaştırılacak. Batı tarafta dolmuş ve taksiler için duraklar yapılacak. Kadıköy metrosunu kullananlar araç trafiğine girmeden deniz iskelelerine, dolmuş ve taksi duraklarına ve otoparka rahatça erişebilecek

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önceki gün Kadıköy-Kartal Metro Hattı’nın açılış töreninde bahsettiği Kadıköy’e yeni meydan projesiyle, Rıhtım Caddesi, Haldun Taner Tiyatrosu’ndan itibaren araç trafiğine kapatılacak. Otobüs ve dolmuş durakları olarak kullanılan alanların da yayalaştırma bölgesine katılması ile İstanbul ve Kadıköy 60 bin metrekare büyüklüğünde yayalaştırılmış yeni bir meydana kavuşacak.

YAYAYA RAHAT ERİŞİM

Yayalaştırma projesine başlanmadan önce Albay Faik Sözdener Caddesi iki şerit gidiş, iki şerit geliş çalışacak şekilde yeniden düzenlenecek. Meydanın batı tarafında dolmuş ve taksiler için duraklar yapılacak, ayrıca Albay Faik Sözdener Caddesi üzerinde ve Haldun Taner Tiyatrosu’nun önünde indi bindi cepleri yapılacak. Yayalaştırılmış meydanla, Kadıköy Metro İstasyonu’nu kullanan yolcular araç trafiğine maruz kalmadan deniz iskelelerine, dolmuş ve taksi duraklarına ve otoparka rahatça erişebilecek.

İKİNCİ ETAP BİTTİ

Rıhtım Caddesi’nin trafiğe kapatılmasıyla Kadıköy’e kazandırılacak 60 bin metrekarelik meydan, ikinci etapta İskele’den Haydarpaşa’ya olan bantla bütünleştirilecek. İkinci etap projesi İstanbul tamamlandı. İskele ile Haydarpaşa bandının proje sahibi Aartı Planlama Peyzaj Mimarlık’tan Doç. Dr. Mehmet Ali Yüzer, Başbakan’ın söylediği meydanla, kendilerinin projesini yaptığı bölümün önümüzdeki dönemde bütünleşeceğini belirterek, projelerinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Koruma Kurulu tarafından onaylandığını söyledi. Yüzer, projelerinde kafeteryaların, oturma yerlerinin olduğunu da belirtti.

ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?

Başbakan Erdoğan , Kadıköy-Kartal metro hattının açılışında yaptığı konuşmada, Kadıköy’e yeni meydan projesinden de bahsederek, Rıhtım Caddesi’nin, Haldun Taner Tiyatrosu’ndan itibaren araç trafiğine kapatılacağını, eski otobüs ve minibüs duruklarının olduğu alanın da yayalara açıldığını ifade etmişti. Erdoğan, böylece Kadıköy’e 60 bin metrekarelik bir meydanın kazandırılacağını da söylemişti.

By 1eladenecli Proje içinde yayınlandı Etiketler


 

 

Enerji sektörünün önde gelen Türk firmalarının, büyük su kaynakları ve önemli ölçüde yenilenebilir enerji potansiyeline sahip Bosna Hersek’te yatırım planları yaptığı bildirildi.

Enerji sektörünün önde gelen Türk firmalarının, büyük su kaynakları ve önemli ölçüde yenilenebilir enerji potansiyeline sahip Bosna Hersek’te yatırım planları yaptığı bildirildi.

Bosna Hersek Elektrik İşleri (EPBIH) Genel Müdürü Edhem Biçakçiç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk firmalarının Bosna Hersek’e yatırım yapma kararının, Bosna Hersek’i oluşturan iki entiteden biri olan Bosna Hersek Federasyonu Enerji, Maden ve Endüstri Bakanı Erdal Trhuly’un Türkiye’yi ziyaretinin ardından alındığını vurguladı.

Bakan Trhuly’un bu ay başında Türkiye’ye giderek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Bosna-Türkiye enerji yatırımları toplantısında bir araya geldiğini hatırlatan Biçakçiç, 7 farklı Türk şirketinin temsilcilerinin eylül ve ekim aylarında Bosna Hersek’i ziyaret ederek, hem yatırım bölgelerini inceleyeceklerini hem de devlet yetkilileri ile görüşeceklerini belirtti.

Söz konusu yatırımların gerçekleşmesinin Bosna Hersek’e büyük bir gelişme imkanı sağlayacağını ifade eden Biçakçiç, Bosna Hersek’in kendi hidroenerji potansiyelinin sadece yüzde 35’ini kullanığının, bu oranı arttırmanın yapacakları en mantıklı iş olacağını söyledi.

Türkiye ziyareti sırasında yaptığı sunuma sektörün en tanınmış şirketlerinin katıldığını belirten Biçakçiç, önümüzdeki aylarda Bosna’ya gelecek yatırımcıların son incelemeleri yapıp ardından yetkili mercilerle görüşmelere geçileceğini kaydetti.

Biçakçiç, Bosnalı Bakan Trhuly’un Türkiye ziyareti sırasında kendisine eşlik etmiş ve Türk iş adamlarına “büyük ve küçük çaplı yatırım kanunları, rüzgar santralleri ve güneş enerjisi” hakkında bilgilendirme yapmıştı.

Bosna Hersek Federasyon Enerji, Madencilik ve Endüstri Bakanlığı’nın yürüteceği yatırımlara Biçakçiç koordinatörlük yapacak.

Bosna Hersek, içinde barındırdığı yaklaşık 1000 küçük, orta ve büyük ırmakla birlikte büyük oranda yenilenebilir enerji kaynağına sahip.

Muhabir: Faruk Vele / Kayhan Gül

Yayıncı: Serkan Fidan – SARAYBOSNA

Türkiye’nin tek imarlı adası ‘Garip Ada’ satılığa çıkarıldı


Bir süredir nakit darlığı içinde olduğu ifade edilen Fi Yapı’nın patronu Fikret İnan, 2 yıl önce aldığı Garip Ada’ya müşteri arıyor. Yurtdışına gittiği iddialarına ‘İstanbul’dayım’ yanıtı veren İnan, Garip Ada’yı satmak üzere görüşmeler yaptığını söyledi.

Belediyelerle yaşadığı sorunlar nedeniyle nakit sıkıntısı içinde olduğu bilinen ve bazı şantiyelerinde çalışmalarını durduran Fi Yapı’nın sahibi Fikret İnan, nakit sorununu çözmek için İzmir Dikili’de sahibi olduğu Garip Ada’yı satışa çıkardı.

Habertürk gazetesinde yer alan habere göre, dün bazı internet sitelerinde “yurtdışına gittiği” iddialarıyla gündeme gelen İnan, “Bir yere gitmedim, İstanbul’dayım” yanıtı verirken bayram sonrasında bir basın toplantısı yaparak gelişmelerle ilgili kamuoyunu bilgilendireceğini söyledi.

Bu arada İnan’ın nakit sıkıntısını çözebilmek için, 2010 yılında Ali Dartar ve ailesinden 35 milyon dolara satın aldığı Garip Ada’yı da satışa çıkardığı öğrenildi. Satış sürecini doğrulayan ve “Eylül sonuna kadar satış tamamlanmış olur” diyen Fikret İnan’ın başta Torunlar olmak üzere birçok grup ile adayı satmak üzere görüştüğü ifade ediliyor. İzmir Dikili’ye 15 kilometre uzaklıkta bulunan adaya 5 yıldızlı otel ve villalar inşa etmeyi planlayan İnan, yıl sonunda inşaata başlamayı hedefliyordu. İnan’a göre adanın diğer bir özelliği ise Türkiye’nin tek imarlı adası olmasıydı. İnan’ın daha önce ‘200 milyon dolardan aşağıya satmam’ dediği Garip Ada’yı 50-60 milyon dolara elden çıkarmaya çalıştığı öne sürülüyor.

30 KASIM ÖDEMELER BAŞLAYACAK

Mayıs ayında İstanbul Esenyurt’ta hayata geçireceği Fi-Life projesini, belediyenin verdiği imar durumuna göre ruhsat çıkartamamasından dolayı iptal ettiğini açıklayan Fikret İnan, projeden daire alan 530 müşterisine paralarını yüzde 20 fazlasıyla 30 Kasım 2012 tarihinde geri ödeyeceğini söylemişti.

Esenyurt nedeniyle 100 milyon lira zarara uğradığını öne süren İnan’ın Garip Ada’nın yanı sıra Ümraniye’deki bir taşınmazını da elden çıkaracağı da bir başka iddia olarak kulislerde dolaşıyor.

BUTİK OTEL VE MARİNA YAPMAYI PLANLIYORDU

Fi Yapı’nın sahibi Fikret İnan daha önce yaptığı bir açıklamada 35 milyon dolara satın aldığı Garip Ada’ya teklifler geldiğini ama satmayı düşünmediğini belirtmişti. “Türkiye’nin imarlı tek adası” dediği Garip Ada ile ilgili İnan son olarak 50 villa ve 101 süitten oluşan butik otel ve marina yapacağını açıklamıştı. Söz konusu projenin inşaata başlama tarihi ise 2013 olacaktı.

Fİ YAPI GENEL MERKEZİ 9 GÜN TATİLDE

Fi Yapı’nın Ataşehir’de bulunan merkezi ise bayram tatili nedeniyle 27 Ağustos tarihine kadar kapalı kalacak. İnan bu uzun süreli tatili, bazı şantiyelerinin 4 ay boyunca belediye tarafından kapatılmasına bağladı. (Habertürk/Yelda Akgün)

Türkiye’de otel ve restorana yatırım yapan yabancılar ne kadar harcadı?


Ekonomi Bakanlığı Uluslararası Doğrudan Yatırım Verileri Bülteni Haziran ayı sonuçlarını açıkladı. Yabancıların Türkiye’de gerçekleştirdikleri doğrudan turizm yatırımları ilk altı ay itibariyle 21 milyon dolar oldu.

Ekonomi Bakanlığı tarafından açıklanan Uluslararası Doğrudan Yatırım Verileri Bülteni’ne göre yabancılar 2012 yılının ilk yarısında toplam 21 milyon dolarlık doğrudan turizm yatırımı gerçekleştirdi.

Rapora göre Ocak-Haziran döneminde Türkiye’ye 8 milyar 206 milyon ABD doları düzeyinde net doğrudan uluslararası yatırım girişi (fiili giriş) gerçekleşirken bunun sadece 21 milyon dolarlık kısmı turizm alanında oldu.

Açıklanan verilere göre “Oteller ve Lokantalar”a yabancıların ilk iki ayda yaptığı doğrudan uluslararası yatırım miktarı birer milyon dolar düzeyinde iken Mart ayında 6, Nisan ayında 1 milyon dolarlık giriş yaşandı. Mayıs ayında turizm alanında 9 milyon dolarlık doğrudan yatırım gerçekleştiren yabancılar haziran ayında ise 3 milyon dolarlık bir yatırıma imza attılar. Böylece Ocak-Haziran 2012 döneminde turizm sektöründe yaşanan doğrudan yabancı yatırımı miktarı 21 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti.

Bodrum Gölköy’deki arazinin satışına Özelleştirme İdaresi’nden onay çıktı


Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Muğla’nın Bodrum İlçesi’ne bağlı Gölköy mevkiinde yer alan hazineye kayıtlı arsanın satışını onayladı.

“Muğla İli, Bodrum İlçesi, Gölköy, 423 no’lu parselde bulunan 678.963,72 metrekare yüzölçümlü arsanın, 277.000.000 (İkiyüzyetmişyedimilyon) Türk Lirası bedelle en yüksek teklifi veren TMC Mazıdağı Fosfatları Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye İhale Şartnamesi çerçevesinde satılmasına karar verildi. İlgili karar Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yılmaz: Kısıtlayıcı imar koşulları nitelikli tesislerin açılmasını engelliyor


Ölüdeniz’in Türkiye’nin tanıtımında önemli bir rol üstlendiğini söyleyen ve belde turizminde planlamanın önemine işaret eden Ölüdeniz Belediye Başkanı Keramettin Yılmaz, imar şartlarındaki kısıtlayıcı hükümler nedeniyle nitelikli ve yüksek kapasiteli tesislerin açılamadığını belirtti.

Gastronomi Dergisi

Ölüdeniz 1989 yılında Özel Çevre Koruma Kurulu tarafından planlanan bir belde. Turizmin başladığı ilk yıllarda çok küçük tesis ve pansiyonların olduğu bölge bugün 45 bin yatak kapasitesine ulaşmış durumda. Ölüdeniz’in konaklama tesislerine dönük planlamaları da bu doğrultuda yapılmış. 22 yıl içinde gelinen bu noktada tesisleşme açısından gelişme gösterdiklerinin altını çizen Ölüdeniz Belediye Başkanı Keramettin Yılmaz, “Ancak imar durumumuz büyük tesislerin yapılmasına uygun değil. Kayaköy, Kabakkoyu gibi yerlerde hala butik tarzı pansiyonculuğa devam ediliyor” diye konuştu.

Yürürlükte olan imar planının yeterli olmadığına işaret eden Keramettin Yılmaz, “Beldemizde yoğunluğu artıralım ve inşaatlar yapalım diye bir düşüncemiz yok ama burada 4 veya 5 yıldızlı otel de yaptıramıyoruz. Ayrıca yapılaşma şartlarında oldukça kısıtlayıcı hükümler olduğu için oda yaptığınız zaman bu defa sosyal tesisler yapamıyorsunuz; sosyal tesis yapsanız odalara yer kalmıyor. Ayrıca tesisler maalesef yazlık tesis. Misafirlerimize diğer aylarda hizmet veremiyoruz. Kış döneminde hiç hizmet veremiyoruz. Bunların yeniden planlanmasını düşünüyoruz” dedi.

Ölüdeniz’de turizmin ikibinli yıllara kadar daha çok çevre ve doğa ekseninde talep gördüğünü belirten Yılmaz, “Deniz ve kum dışında tarih ve doğayı seven gruplar geliyordu. Ancak bu geldiğimiz noktada bu gruplar artık gelmez oldular. Böylelikle tamamen Avrupa’dan deniz, kum ve güneş için gelen misafirlere kaldık. Tabii Avrupa’daki ekonomik kriz ve destinasyonu pazarlayan tur operatörlerinin stratejileri size gelen turist potansiyelini de belirliyor. Son yıllarda yerli turistin bölgemize ilgisi arttı. Türk insanı son yıllarda daha çok tatil yapmaya başladı. Ramazan ayının yaz sezonuna gelmesiyle iç pazar açısından turizm sezonu kısaldı” dedi. Ölüdeniz Belediye Başkanı Keramettin Yılmaz ile beldenin turizm olanaklarını, tanıtım çalışmalarını, yaşanan sıkıntıları ve turizme bakış açılarını konuştuk…

Deprem Ölüdeniz’deki turizm potansiyelini etkiledi mi?

Depremin bize bir zararı olduğu kanısında değilim. Hatta avantajlı olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Altınoluk’ta bir deprem yaşadık. En küçük bir hasarımız yok. Binalarımız 2000 yılından sonra yapıldığı için oldukça sağlam. Deprem yönetmeliğine uygun ve alçak yapılar olmasına karşın maalesef basında yer alan haberler ve dedikodular yerli turiste çok zarar verdi. Haziran ayında hiç yerli turist gelmedi. Gelecek olanlar da rezervasyonlarını iptal etti. Yabancı turist ise bu tip olayları doğal karşılıyor ve etkilenmiyor.

Fethiye’de ve Ölüdeniz beldesinde ikinci konutlara sıkça rastlıyoruz. Uygulanan bu turizm modelini beldeniz açısından değerlendirebilir misiniz?

Ölüdeniz’e öncelikle İngiltere sonra Almanya ile Rusya’dan ve Avrupa’nın diğer ülkelerinden seyahat acentaları kanalıyla turistler geliyor. Son yıllara Ölüdeniz’de özel havuzlu villa veya havuzlu daire şeklinde bir turizm ürünü gelişti. Şu anda bölgemizde 1.500 civarında özel villa pazarlanıyor. Yabancıların da satın aldığı bu konutlar, işletme şirketleri ve seyahat acenteleri kanalıyla pazarlanıyor. Ev sahipleri kullanmadıkları dönemlerde bu villa ya da daireleri kiraya veriyor. Bunun otel işletmeciliğine zarar vermediğini düşünüyorum.

Bugün bir villa kirası ortalama 150-200 sterlin; bir daire ise 80-100 sterlin arasında veriliyor. Siz bu hizmeti alan kişilere başka bir ürünü bedava da verseniz tercih etmiyorlar. Bu hizmeti burada vermezsek gider bunu başka bir bölgeden hatta başka bir ülkeden alırlar. Bu model sayesinde beldemizdeki yeme-içme mekanlarına, esnafa, taksiciden dolmuş işletmecisine kadar herkese; özellikle eğlence işletmelerine ciddi katkılar sağlanıyor. Bu modelle gelen yabancı misafir özellikle rent a car, tekne turları ve çevre gezilerine de talep gösteriyor. Özellikle esnafı bu insanların ayakta tuttuğunu düşünüyorum.

Bölgenizdeki konaklama tesislerinde ‘her şey dahil’ konsepti uygulanıyor mu?

Ölüdeniz Beldesi her şey dahil sistemin en az olduğu bölge ancak burada da her geçen gün bu konsept artış gösteriyor. Bunun derhal Turizm Bakanlığı tarafından planlanması lazım. Bugün 10 odalı otel de her şey dahil konseptine geçiyor; 50 odalı otel de bunu yapıyor. Bunun bir standardı olması ve mutlaka planlanması gerekiyor. Ayrıca şu anda dünyada 2 büyük tur operatörü var ve sizden her şey dahil sistemini talep ediyorlar ve olmadığı zaman bu defa otelleri pazarlamak zorlaşıyor.

Oteller kendilerini her şey dahile geçmek zorunda hissediyor. Bu sistemi yerli misafirler de sevdi. En küçük tesiste bile bu hizmeti arıyorlar. Aldığımız telefonlarda 10 misafirden 7’sinin her şey dahil istediğini görüyoruz. Bence her şey dahil için en güzel yer insanın evidir. İnsan tatile çıktığında otelden çıkması lazım. Ölüdeniz’e gelen misafirler burada 2 hafta farklı aktiviteler yaparak burada zamanını değerlendirebilir. Fakat son yıllarda pazarlamada her şey dahil kolay olduğu için acenteler bu sisteme yoğunlaşmış durumda.

Ölüdeniz beldesinde belediyecilik anlamında yaşadığınız sıkıntılar var mı?

Ölüdeniz denildiği zaman öncelikle deniz kıyısında Belceğiz ve Ölüdeniz mahallelerimiz var. Denizden 5 kilometre yukarıda Hisarönü ve 6 kilometre yukarıda da Ovacık mahallelerimiz bulunuyor. Hisarönü ve Ovacık kesiminde bazı eksikler var. Biz 2005 yılında Belceğiz ve Ölüdeniz’de kanalizasyonumuzu ve arıtma sistemimizi tamamladık. Arıttığımız suyu da denizden 4 km açığa alarak derin deniz şarjı yaptık. Bizim kumsallarımızda 9 yılldan beri mavi bayraklarımız dalgalanıyor ve hiçbir gün de bunu indirmedik. Mavi bayraklar bizim dışımızda kontrol ediliyor ve bütün değerler bağımsız kurumlarca denetleniyor.

Ayrıca biz de hem belediye olarak hem de Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü kanalıyla her ay hem Ölüdeniz’den hem de koylarımızdan numuneler alarak Bodrum’daki bir laboratuvara gönderiyor ve sonuçlarını da düzenli olarak yayınlıyoruz. Kimyasal bir kirliliğimiz kesinlikle yok. Ölüdeniz kumsalı her yıl dünya ve Avrupa’dan çeşitli ödüller alıyor. Ölüdeniz ve koylarımızın pırıl pırıl olduğunu söyleyebilirim. Bazen teknelerden bırakılan bazı atıklar denizi kirletebiliyor. Ancak bunun için de bu yıl kumsal işletmemizi yapan firma ile tedbir aldık ve deniz süpürgesi yapan bir tekne ile yüzeysel kirliliklere hemen müdahale edebiliyoruz. Ancak Ölüdeniz Beldesi sınırları içerisinde Ovacık ve Hisarönü mahallelerinde maalesef hala kanalizasyon yapamadık; hala arıtma tesisimiz yok. Tesislerimiz kendi içerisinde arıtma tesisleri var ancak konutlarda foseptikle idare ediyoruz. Bazen tabii ki taşmalar oluyor. Burada mücadelemiz devam ediyor.

Ölüdeniz Belediyesi olarak 6 bin nüfusa göre İller Bankası’ndan ödenek alıyoruz. Biz kendi gelirimiz ile 20 yıl daha uğraşsak Ovacık ve Hisarönü’ndeki kanalizasyon sorununu gideremeyiz. Buranın Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılması için gerekli müracatlarımızı yaptık. Ayrıca Çevre ve Orman Bakanlığı yanında Kültür ve Turizm Bakanlığımıza da müracaatlarımızı yaptık. Biz her türlü yetki devrine hazırız. Önemli olan Ovacık ve Hisarönü’nün kanalizasyon ve arıtma tesisinin yapılmasıdır. Bu konuda bıçak kemiğe dayanmıştır.

Çeşitli beldelerin ilçelere bağlanması yönünde yeni bir yasa çalışması yapılıyor. Bu konu hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Bu yasa çalışması henüz sonuçlanmadı. Yakın bir zamanda İçişleri Bakanlığı’ndan belde belediyelerin her türlü yapacağı satınalma ve borçlanmalarda mutlaka valiliklerden izin alarak bu faaliyetleri yapabileceklerine dair bir genelge geldi. Örneğin Fethiye’de 11 tane belde ve bir tane de ilçe belediyemiz var. Belde belediyelerinin Fethiye Belediyesi’ne katılacağı söylendi.

2014 seçimlerinde Muğla’da 48 belde belediyesinin tamamının ilçe belediyelerine bağlanacağı yolunda bize bilgiler ulaşıyor. Tabii ki üzülmemek elde değil. Bir Ölüdeniz gibi bir Göcek veya İçmeler gibi Turunç gibi Side gibi özelliği olan belediyelerimizin kapanmaları veya ilçelere bağlanmaları kabul edilecek bir durum değil. Bu belediyelerin adı belde belediyesi olsa da biz burada 50-60 bin kişiye hizmet veriyoruz.

Tüm dünyada kendimizi tanıtıyor ve temsil görevimizi yerine getiriyoruz. Biz Fethiye merkeze çok yakınız ama merkeze 70-80 kilometre uzakta olan yerler var. Bu şekliyle hizmetin aksayacağını düşünüyoruz. Özelliği olan belediyeler kanımca aynı statüde devam edebilir.

Tanıtım ve pazarlamaya ve ürünü çeşitlendirmeye dönük çalışmalarınızdan söz eder misiniz?
Yılmaz: Kısıtlayıcı imar koşulları nitelikli tesislerin açılmasını engelliyor Ölüdeniz Belediye Başkanı Keramettin Yılma
Ölüdeniz sadece kendisini tanıtmıyor. Aynı zamanda ülkemizi de dünyaya tanıtıyor. Biz de Türkiye’deki ve Avrupa’daki fuarlara katılıyoruz. Buralarda coğrafi güzelliğimizi, tarihi özelliklerimizi ve spor turizmindeki olanakları öne çıkartıyoruz. Tekne turları için dünyanın en güzel koylarına sahibiz. Dalyan’a, Patara’ya, Saklıkent’e günübirlik gitme olanakları, yine Likya Yürüyüş yolumuz, kanyon safarimiz var. Her bölgede olmayan yamaç paraşütünü öne çıkartıyoruz. Daha çok spor ve kültürel amaçlı projeler geliştirmeye çalışıyoruz. Biz de belediye olarak kültür ve sanat festivalleri düzenleyerek beldemizi tanıtmaya devam ediyoruz.

Fethiye’nin yeme-içme imkanları hem müziği hem yörük kültürü, kendimize özgü bir değerlerimiz var ve bunları maalesef öne çıkartamıyoruz. Belki 12 ay olmasa da en azından 8 ay burada doluluğu yakalamamız lazım. Yapılaşma sıkıntısından dolayı bölgemizde 300-500 kişilik bir konferans salonu bile yapamıyoruz. Konferans turizminde çok geriyiz ve bu konuda 1 tane bile tesisimiz yok. Her şey dönüp dolaşıp planlamaya dayanıyor.

Bizim her türlü planlama, yapılaşma şartlarını ortaya koyma, imar durumunu belirleme gibi konularda yetkimiz yok. Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Şehircilik Bakanlığı’na bağlı ve dolayısıyla bu planlamaları onlar yapıyorlar. Biz de bu konuları onlarla konuşmak durumundayız.

Ancak bakanlığın bu ilgili kurumlarında da sürekli görev değişiklikleri olduğu için bizim gündemimizde olan meseleleri de bir türlü görüşemedik. Sektör temsilcileri, mimarlar odası ve diğer sivil toplum temsilcileri ile konuşarak burada bir yol haritası çizeceğiz. Ancak bizim bu konularda elimiz kolumuz bağlı. Yapılaşmalarımızda çok eksiklik var. Sadece bir oda veya sosyal olanaklar yaratmak yetmiyor. Bazı zaruri ihtiyaçlar var.

Sektör yatırımcılarının bu işin içinde olması lazım. Biz toplu turizm yapıyoruz. Belki butik tarzda yılın 12 ayı hizmet verebilecek tesisler oluşturmamız gerekiyor. Belki o zaman bu konsepte özgü bir müşteri potansiyelimiz oluşur.

Gastronomi Dergisi

 

Costa Group Türkiye’de otel yapacak…


Rusya’daki sektör profesyonellerini bir araya getirerek büyüyen Türk sermayeli grup şirketi Costa Group, Rusya’da kazandığını Türkiye’de yatırım yapmak için kullanacak. Costa Group öncelikle Antalya ve Bodrum’da otel yatırımı yapacak.

Rusya’da inşaat sektöründe devlerin arasından sıyrılarak ülkede aranan bir isim haline geldiklerini söyleyen Costa Group Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Çalgüner, “Artık ülkemize yatırım yapmanın zamanının geldiğine karar verdik. İlk etapta İstanbul’da bir rezidans, Antalya’da ve Bodrum’da ise butik oteller ve villa projesi yapmak için arazi arıyoruz” dedi.

Merkezi Moskova’da bulunan Türk sermayeli grup şirketi Costa, Rusya’da kazandığı gelirle Türkiye’de yatırım yapmaya hazırlanıyor. Lokomotif şirketi Costa Construction olan grup alışveriş merkezi, konut, ofis ve otel projelerinin temel müteahhitlik hizmetlerini üstlenen Costa, yatırım planları için gözünü Türkiye’ye dikti.

İstanbul’da bir elite residence proje hazırladıklarını açıklayan Costa Group Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Çalgüner, bunun için iyi bir lokasyonda arazi arayışlarının sürdüğünü dile getirdi. Bodrum ve Antalya’da ise, daha önce İtalya’da başladıkları ve devam ettirecekleri butik otel ve villa projesi için de aktif şekilde arazi aradıklarını belirten Çalgüner, hem İstanbul, hem de Bodrum ve Antalya’da aradıkları arazilerin lokasyonunun çok önemli olduğunu ifade etti.

Ultra lüks butik otel konseptini Türkiye’ye getirecek…

Türkiye’deki yatırım alanlarını kendisi için sürekli keşfetme amacını taşıdıklarının da altını çizen Çalgüner, “Arazinin doğru bir yerde olması ve mal sahibinin yapılacak işin konsepti ve kalitesi konusunda bizimle hemfikir olması çok önemli. Antalya ve Bodrum’da yapacağımız butik oteller, daha önce İtalya’da Forte Dei Marmi’de inşaatına başladığımız ve 2013’ün Mayıs ayında açılacak ultra lüks butik otellerin benzeri olacak. Bu konseptin Türkiye’de bir benzeri yok” diye konuştu.

Türk iş adamlarına Rusya’da yol gösterecek…

İnşaat alanında Rusya’da tercih edilen bir marka haline geldiklerini anlatan İzzet Çalgüner, Rusya’da iş yapmak isteyen herkese bir iş olduğunu ve burada yatırım yapmak isteyen Türk yatırımcılara rehberlik edebileceklerini kaydetti. Rusya’da bir Türk şirketi olarak iş yapmanın zor taraflarından bahseden Çalgüner, şunları söyledi: “Ama bir o kadar da avantajı var. Rusya’da olmanın en büyük avantajı, bu ülkenin zengin ve hala bakir olmasıdır.

Bunun dışında hizmet sektörünün hala yeterince gelişmemiş olması, inşaattan turizme kadar birçok alan için Rusya’yı çok büyük bir pazar durumuna getirmektedir. Bu eksiklik yavaş yavaş kapanıyor. Fakat biz 10-15 yıl daha her gün azalarak da olsa, doğru Türk firmalarının burada iş yapabileceğine ve buradaki pastadan pay alabileceğine inanıyoruz.”
Dünyaya yayılacak Türk kahve zincirinin temelini attı…
İnşaat dışında gıda sektörüne de kısa bir süre önce girdiklerini söyleyen Costa Group Yönetim Kurulu Başkanı Çalgüner, dünyada marka olacak Türk kahve zinciri GO!SPRESSO’nun ilk noktasını 8 ay önce Moskova’da açtıklarını anlattı. Başta İstanbul olmak üzere Dubai, Miami, New York ve Milano’da birer şube açmak için yer aradıklarını belirten Çalgüner, yılsonuna kadar Miami ve Dubai şubeleri ile Rusya’da 4 adet daha yeni noktanın açılmasını planladıklarını bildirdi.
Renkleri kırmızı beyaz, kahve ve müzik özgün…
Şubeleri 2013 başında 7 noktaya çıkartacaklarını ve 2013’te ise toplamda 15 noktada olmayı hedeflediklerini ifade eden Çalgüner, franchise’ı ise marka bilinirliği arttığı anda gündeme alabileceklerini açıkladı.
Kahve zincirinin yapısından da bahseden Çalgüner, “Costa renkleri olan beyaz ve kırmızının ağırlıklı olduğu iç mekânda, loş ve romantik bir ortam yerine aydınlık ve canlı bir ortam sağlamayı hedefledik. Dünyadaki tüm kahve karışımları içinden en iyisini bulup bunu tüm GO!SPRESSO’larda kullanılacak şekilde standart hale getirdik. Ayrıca, içerideki çalınan müziğin ve tarzının bu kafeye özgün olması için GO!SPRESSO jingle ve CD’leri hazırladık” şeklinde konuştu.
İnsana yatırım yaparak büyüdük…
Costa Gorup’un kuruluş hikâyesi ve yapısını da anlatan İzzet Çalgüner, “Krizde tüm firmaların personel çıkardığı bir dönemde, yetenekli sektör profesyonelleri ile anlaşıp insana yatırım yaptık. Bu da bizim için büyümenin anahtarı oldu. Ortaya koyduğumuz farkla da krizi tam anlamıyla fırsata çevirdik” dedi.
Bugüne dek inşaat alanında Capital Partners, Capital Group, BEL Development, Donstroy, IKEA, RMB Invest, Torgovy Kvartal gibi isimlerle çalışan Costa’nın ayrıca İstanbul, Katar ve Dubai’de de ofisleri bulunuyor. Costa olarak İtalya ve Amerika’da ise farklı sektörlerde faaliyet gösteriyoruz” açıklamasında bulundu.
2012’de ciro 500 milyon dolara, istihdam 3000’e çıkacak…
İstihdam ve ciro hedeflerini açıklayan Çalgüner, “Geçen yıl ciromuz 200 milyon dolardı. Bu yılsonundaki hedefimiz ise 500 milyon dolar. Mühendis ve yönetim kadromuz 300’ü aşkın sayıda. Şu anki toplam istihdamımız 2500. Yılsonunda ise bu sayının 3000 olmasını hedefliyoruz. Kurum olarak çok kültürlü bir yapıya sahibiz ve her milletten çalışanımız bulunuyor” dedi.

Ataköy Kompleksi’ne Abramovich ve Araplar talip…


 

İstanbul’un en değerli yerlerinden 670 bin metrekarelik Ataköy arazisi satışa çıkıyor. Piyasada 2-3 milyar dolar fiyat biçilen arazi için Rus milyarder Abramovich ve Körfez’den yatırımcıların talip olduğu söyleniyor.

Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ve DATİ Yatırım Holding, mülkiyetin bir kısmı TOKİ’de, üst kullanım hakkı DATİ Holding’de bulunan yaklaşık 670 bin metrekarelik Ataköy Turizm Kompleksi için satış kararı aldı.

Arazinin muhammen bedeli açıklanmasa da İstanbul Emlak Müşavirleri Odası Başkan Yardımcısı Nizamettin Aşa, arazinin değerinin 2-3 milyar dolar arasında olabileceğini söyledi. Aşa “İmar sorunun olmaması önemli. Bu arazinin değerini çok çok artırır” dedi.

İstanbul’un yıldız arazisi için yabancılar da şimdiden sıraya girdi. Talipler arasında Arap yatırımcıların yanı sıra Rus milyarder Roman Abramovich’in olduğu söyleniyor. Abramovich’in geçmiş yıllarda da bölgeyle ilgilendiği belirtiliyor. TOKİ İstanbul Emlak Dairesi Başkanı Ali Seydi Karaoğlu, DATİ Yatırım Holding İcra Kurulu Başkanı Gökhan Kıran ve Dati Holding Genel Müdürü Ulvi Süvarioğlu, Ataköy Turizm Kompleksi’ne ilişkin gelişmeleri paylaştı.

Karaoğlu, DATİ ile satış için mutabakat sağladıkları konunun, arazi üzerindeki TOKİ’nin mülkiyet hakkı ile DATİ’nin kullanım hakkı olduğunu, taliplerin hem mülkiyeti hem de holdingi devralacaklarını söyledi. Karaoğlu, arazinin üzerinde Galleria, Dünya Göz Hastanesi, Sheraton ve Ataköy Marina Otelleri, Marina Park yaşam alanının ve İDO iskelesinin bulunduğunu belirtti.

DATİ Yatırım Holding İcra Kurulu Başkanı Gökhan Kıran, 2005’te Özelleştirme İdaresi’nden devraldıkları şirketleri, yaklaşık 7.5 yıllık süreç içinde çeşitli yatırımlarla rehabilite ettiklerini ve bölgeyi daha yaşanabilir bir alan haline getirdiklerini anlattı.

 

Blue sky thinking


Abigail Ahern

The house I am about to show you this morning thinks outside of the box, at least the person who designed it does, and that is Kelly Wearstler. Now you may not like it, I for one am not the biggest fan of the space but what I love about it and about Kelly is she follows her own path. Her designs ignore whats in or whats out,  they are not limited by current beliefs, instead they are as open minded and as wide and clear as the blue sky. Confidence is required to follow your path and ignore what others say and just go with what you believe in, but it totally pays off.

So the point (a little obviously) I realise is take the plunge. If you want to paint something dark paint it dark, its a can of  paint if you hate it paint it back the…

View original post 274 kelime daha

By 1eladenecli Genel içinde yayınlandı

Customising a rental


Abigail Ahern

Many of us city living types rent, I happen not to but I used to so I know only to well how frustrating it can be to have restriction upon restriction thrust upon you. The thing is to not let those restrictions bog you down, like we used to have this bland grey carpet throughout the house we rented in the USA so I layered the space with rugs to up the style ratings.  We also weren’t allowed to bang holes in walls so I propped large canvases and boards against the walls and papered them. I replaced all the boring pendant lights with cooler ones and I accessorized big time.

A few other ideas, equally applicable (even if your not renting ) that I have done in my time and which have been hugely successful. First up and possibly my favourite, decals or vinyl paper that hide unwanted views…

View original post 318 kelime daha

By 1eladenecli Genel içinde yayınlandı